“Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkiler köklü bir tarihe dayanan, çok yönlü ve derin ilişkiler. Buna ek olarak Almanya’da yaşayan 3 milyonu aşan Türk toplumu iki ülke arasında güçlü bir köprü görevi görüyorlar. Bununla birlikte Almanya’da yaşayan Türklerin anavatanları olan Türkiye’ye yönelik sadakatleri ve aidiyet duygularının Almanya’da giderek sorunsallaştırıldığını gözlemliyoruz. Bu durum insanların kendi kaderlerini tayin hakkına bir müdahale ve aynı zamanda Almanya’daki Türkiye kökenlilerin ülkeye sağladıkları tarihî katkıyı hiçe saymaktır. Birden fazla ülkeyi kendilerine vatan edinmiş insanların kendilerini nereye ait hissettikleri sorusu ‘ya orası, ya burası’ gibi bir yaklaşımla cevaplanamaz. Endişeyle gözlemlediğimiz bir diğer hadise ise Almanya’da Türkiye kökenlilerin çifte vatandaşlık hakkının sorunlu olarak görülmesi ve Türkiye ile dayanışma gösteren sivil toplum kuruluşları ile İslami cemaatlere yönelik şüphe ve ithamların artırılarak yöneltilmesi ve psikolojik baskı kurulmasıdır. Almanya’da Türk ve İslami kurumlara yönelik artan saldırıları da büyük bir endişe ile takip etmekteyiz.
Türkiye Angela Merkel’in yabancı düşmanlığı ve aşırı sağ ile ilgili açık tutumunu takdirle karşılamaktadır. Fakat aynı zamanda Sayın Şansölye’nin partisi ve Alman siyasi kültüründeki sağ temayüller de göze çarpmaktadır. Almanya Federal Hükûmetinin bu temayülleri engellemek konusundaki çabaları geliştirilmeye muhtaçtır.
Öte yandan Almanya’daki Türk toplumunun kurumlarına yönelik saldırılar sadece yabancı düşmanlarınca gerçekleştirilmemektedir. PKK militanları da saldırılarını giderek arttırmıştır. Bu bağlamda Federal Hükümet’in PKK terörüyle mücadele konusundaki tavrı bizi endişeye sevk etmektedir. PKK üyeleri Almanya’yı militan toplama, propaganda merkezi ve finans kaynakları edinme gibi alanlarda kullanmaktadır. PKK üyeleri Almanya’da sokak ortasında hiçbir engelle karşılaşmadan PKK bayraklarıyla propaganda yapabilmekte ve kamuya açık yerlerde ‘silahlı mücadele için’ yeni ‘savaşçılar’ kazanma konusunda reklam yapmaktadırlar. Bu durum kabul edilebilir değildir ve hukuk devletinin bütün araçlarıyla engellenmelidir. Alman Ceza Hukuku PKK terörüyle mücadelede gerekli olan imkâna sahiptir, bu imkânlar sonuna kadar kullanılmalıdır.
Şansölye’nin ziyareti konusundaki bir diğer gündem maddesi ise Türk vatandaşları için söz verilen vize serbestisidir. Türkiye mülteci dalgası konusundaki sorumluluklarını yerine getirmiştir. Avrupa’ya yönelik kontrol edilmeyen göç akışı tamamıyla kontrol altına alınmıştır. Şimdi mülteci anlaşması ile ilgili sorumluluğunu yerine getirme sırası Avrupa’dadır.